Uğur Işılak - Üstad 2012

Gönderen Konu: Uğur Işılak - Üstad 2012  (Okunma sayısı 6535 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

kardelen01

  • Emektar Üye
  • ********
  • İleti: 9349
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 2292 kez
  • Rep Puanı: 54
Uğur Işılak - Üstad 2012
« : 21 Temmuz 2012, 15:54:00 »
Uğur Işılak - Üstad - Necip Fazıl Kısakürek 2012 320 Kbps (11 / 55:58)
-----------------------------------------------------------------------



07:52 - Uğur Işılak - 1 Sakarya Türküsü 
04:24 - Uğur Işılak - 2 Canım istanbul 
04:43 - Uğur Işılak - 3 Geçilmez 
06:31 - Uğur Işılak - 4 Kaldırımlar 
05:21 - Uğur Işılak - 5 O Var 
03:55 - Uğur Işılak - 6 Bekleyen Beklenen 
03:30 - Uğur Işılak - 7 Şarkımız 
05:19 - Uğur Işılak - 8 Anneciğim 
05:31 - Uğur Işılak - 9 Zindandan Mehmed`e 
03:02 - Uğur Işılak - 10 Yattığım Kaya 
05:55 - Uğur Işılak - 11 Köroğlu 

Bu icerigi gorebilmeniz icin yapmaniz gerekenler:
  • içeriği görmek için tesekkur butonuna tiklamaniz gerekir (Mesajin sag kosesinde)



Mehmedim

  • Administrator
  • *
  • İleti: 11762
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 309687 kez
  • Rep Puanı: 582
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Uğur Işılak - Üstad (2012)
« Yanıtla #1 : 22 Temmuz 2012, 21:21:09 »
emeğine sağlık .teşekkürler..
Linklerin Gorulmesine Izin Verilmiyor. Kayit ol ya da Giris Yap
 
Bu mesaj icin tesekkur eden uyeler: hersink, Mucahid Reis

Cancazım

  • Vip Üye
  • *****
  • İleti: 2465
  • Etkinlik:
    0.4%
  • Tesekkur Edildi: 602 kez
  • Rep Puanı: 16
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Uğur Işılak - Üstad (2012)
« Yanıtla #2 : 22 Temmuz 2012, 22:36:38 »
Paylaşım için teşekkürler ALLAH razı olsun..
GÜLLERE VURGUNUM, GÜLLERE SEVDALI.
 
Bu mesaj icin tesekkur eden uyeler: hersink

Mâh-ı Tâbânım

  • Administrator
  • *
  • İleti: 312
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 4507 kez
  • Rep Puanı: 58
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Uğur Işılak - Üstad (2012)
« Yanıtla #3 : 25 Temmuz 2012, 15:31:39 »
 

btekin17

  • Ziyaretçi
Ynt: Uğur Işılak - Üstad (2012)
« Yanıtla #4 : 26 Temmuz 2012, 04:32:58 »
teşekkürler
 

halilim

  • Kahraman Üye
  • *******
  • İleti: 2289
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 493 kez
  • Rep Puanı: 13
Ynt: Uğur Işılak - Üstad (2012)
« Yanıtla #5 : 26 Temmuz 2012, 19:22:11 »
Allah razı olsun.
 

~YuNuS~

  • Acemi Üye
  • **
  • İleti: 86
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 162 kez
  • Rep Puanı: 3
Ynt: Uğur Işılak - Üstad (2012)
« Yanıtla #6 : 30 Temmuz 2012, 21:09:50 »
Linklerin Gorulmesine Izin Verilmiyor. Kayit ol ya da Giris Yap
Allah razı olsun.
 

Hak_yol

  • Çalışkan Üye
  • ****
  • İleti: 326
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 43 kez
  • Rep Puanı: 5
  • GüleSevdali
Ynt: Uğur Işılak - Üstad (2012)
« Yanıtla #7 : 31 Temmuz 2012, 01:31:18 »
Paylasim icin Allah c.c razi olsun...
Ehl-i Diller Babini Kitler Girer,Kitler Cikar..
Kitlemezse Babini Itler Girer,Itler Cikar...

Linklerin Gorulmesine Izin Verilmiyor. Kayit ol ya da Giris Yap
 

emrah.dedo

  • Kıdemli Üye
  • ******
  • İleti: 1103
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 1067 kez
  • Rep Puanı: 52
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Uğur Işılak - Üstad (2012)
« Yanıtla #8 : 02 Ekim 2012, 20:33:06 »
allah razi olsun
halka hizmet.hakka hizmettir
 

DesiNNe

  • Ziyaretçi
Ynt: Uğur Işılak - Üstad (2012)
« Yanıtla #9 : 03 Nisan 2013, 09:36:33 »
paylaşım için tskler
 

ilahiezgi

  • Kahraman Üye
  • *******
  • İleti: 2959
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 1476 kez
  • Rep Puanı: 0
Ynt: Uğur Işılak - Üstad (2012)
« Yanıtla #10 : 04 Nisan 2013, 18:41:06 »
Allah razı olsun.
 

diamon63

  • Emektar Üye
  • ********
  • İleti: 3763
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 192 kez
  • Rep Puanı: 6
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: UĞUR IŞILAK - ÜSTAD - 2012
« Yanıtla #11 : 19 Ekim 2014, 10:21:17 »
ellerinize emeginize saglik. Allah c.c razi olsun insaAllah kardesimm
 

mmmutlu93

  • Super Moderator
  • *
  • İleti: 2842
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 23963 kez
  • Rep Puanı: 49
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: UĞUR IŞILAK - ÜSTAD - 2012
« Yanıtla #12 : 14 Nisan 2016, 12:15:50 »
razı olsun.
Gizli linklerin nasıl açılacağını öğrenmek için Linklerin Gorulmesine Izin Verilmiyor. Kayit ol ya da Giris Yap


 

feyz_ask

  • Yeni Üye
  • *
  • İleti: 26
  • Etkinlik:
    0%
  • Rep Puanı: 0
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: UĞUR IŞILAK - ÜSTAD - 2012
« Yanıtla #13 : 24 Haziran 2016, 03:40:15 »
Teşekkür ederim. Allah razı olsun. İyi çalışmalar.
 

okt_337

  • Vip Üye
  • *****
  • İleti: 202
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 179 kez
  • Rep Puanı: 158
Ynt: UĞUR IŞILAK - ÜSTAD - 2012
« Yanıtla #14 : 20 Temmuz 2016, 07:35:31 »
Allah (cc) Razi Olsun, ellerinize saglik
 

Mihawk

  • Aktif Üye
  • ***
  • İleti: 125
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 6 kez
  • Rep Puanı: 0
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: UĞUR IŞILAK - ÜSTAD - 2012
« Yanıtla #15 : 21 Temmuz 2016, 14:29:10 »
Paylaşım için teşekkürler
 

hak aşığı

  • Vip Üye
  • *****
  • İleti: 6020
  • Etkinlik:
    1.4%
  • Tesekkur Edildi: 3628 kez
  • Rep Puanı: 85
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: UĞUR IŞILAK - ÜSTAD - 2012
« Yanıtla #16 : 22 Şubat 2017, 16:50:40 »
Teşekkür ederim ALLAH razı olsun
 

erten86

  • Emektar Üye
  • ********
  • İleti: 6997
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 238 kez
  • Rep Puanı: 1
Ynt: Uğur Işılak - Üstad 2012
« Yanıtla #17 : 19 Mart 2019, 11:45:42 »
Allah (C.c.) Tüm Müslümanlardan Razı Olsun İnşaallah...
 

enes

  • Kahraman Üye
  • *******
  • İleti: 1710
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 171 kez
  • Rep Puanı: 4
Ynt: Uğur Işılak - Üstad 2012
« Yanıtla #18 : 09 Nisan 2019, 17:01:37 »
Allah razı olsun teşekkür ederim
 

rhg.fatih

  • Ziyaretçi
Ynt: Uğur Işılak - Üstad 2012
« Yanıtla #19 : 06 Mayıs 2020, 18:18:05 »
TEŞEKKÜR EDERİM.
 

Hasan_54

  • Vip Üye
  • *****
  • İleti: 4073
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 436 kez
  • Rep Puanı: 150
  • Cinsiyet: Bay
  • ☾☆ Mekke'ye Hasret Gönüller İçin, MEKKE FM ☆☽
    • MEKKE FM
Ynt: Uğur Işılak - Üstad 2012
« Yanıtla #20 : 17 Eylül 2021, 22:10:03 »
Emeği Geçenlerden ALLAH Razı ve Memnun Olsun...
☾☆ Mekke'ye Hasret Gönüller İçin, MEKKE FM ☆☽

owner  :  Linklerin Gorulmesine Izin Verilmiyor. Kayit ol ya da Giris Yap
owner  :  Linklerin Gorulmesine Izin Verilmiyor. Kayit ol ya da Giris Yap
Merkez :  Sakarya
 

Barocak111

  • Aktif Üye
  • ***
  • İleti: 103
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 10 kez
  • Rep Puanı: 1
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Uğur Işılak - Üstad 2012
« Yanıtla #21 : 22 Ocak 2022, 14:54:07 »
teşekkürler
 

andrewmemut

  • Vip Üye
  • *****
  • İleti: 2613
  • Etkinlik:
    0%
  • Tesekkur Edildi: 235 kez
  • Rep Puanı: 6
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Uğur Işılak - Üstad 2012
« Yanıtla #22 : 24 Nisan 2023, 12:02:05 »
Allah razı olsun Emeğinize sağlık çok Teşekkür ederim
 

hakansen967

  • Vip Üye
  • *****
  • İleti: 3606
  • Etkinlik:
    1.6%
  • Tesekkur Edildi: 840 kez
  • Rep Puanı: 574
  • Cinsiyet: Bay
    • ilahisözleri.net
Ynt: Uğur Işılak - Üstad 2012
« Yanıtla #23 : 19 Ağustos 2023, 22:23:14 »
SAKARYA TÜRKÜSÜ
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.
Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat?
Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;
Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?
Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur.
Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?
Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük!..
Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?
İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal.
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,
Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.
Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!
Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?
Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?
Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!
Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.
Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!
İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!
Sakarya; sâf çocuğu, mâsum Anadolu’nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
Sen ve ben, gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!
Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!..

CANIM İSTANBUL
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.
İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...
İstanbul,
İstanbul...
Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare? ..
Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...
O manayı bul da bul!
İlle İstanbul'da bul!
İstanbul,
İstanbul...
Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir ' Katibim'i...
Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul...
Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler...
Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı Sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar...
Gecesi sünbül kokan
Türkçesi bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul...

GEÇİLMEZ
Bu kapıdan kol ve kanat kırılmadan geçilmez;
Eşten, dosttan, sevgiliden ayrılmadan geçilmez.
İçeride bir has oda, yeri samur döşeli;
Bu odadan gelsin diye çağrılmadan geçilmez.
Eti zehir, yağı zehir, balı zehir dünyada,
Bütün fani lezzetlere darılmadan geçilmez.
Varlık niçin, yokluk nasıl, yasamak ne, top yekûn?
Aklı yele salıverip çıldırmadan geçilmez.
****
Ne okudun, ne öğrendin, ne bildinse berhava;
Yer çökmeden, gök iki sak yarılmadan geçilmez.
Geçitlerin, kilitlerin yalnız Onda şifresi;
İşte, işte o eteğe sarılmadan geçilmez!
Eti zehir, yağı zehir, balı zehir dünyada,
Bütün fani lezzetlere darılmadan geçilmez.
Varlık niçin, yokluk nasıl, yasamak ne, top yekûn?
Aklı yele salıverip çıldırmadan geçilmez.

KALDIRIMLAR
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.
Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.
Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!
****
Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya,
Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi...
Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!
****
Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;
İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
Yolumun zafer takı, gölgeden taş kemerler.
Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.
Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!
****
Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya,
Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi...
Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!

O VAR
Her defa haberi taze bir müjde; O var!
Her defasında, geç, gafletten vecde; O var!
Ne sen varsın,ne ben,ne yar,ne kimse; O var!
Bütün sevdiklerin elden gittiyse; O var!
Kalacak kim varsa dost tomarından? O var!
Sana daha yakın şah damarından; O var!
Arama, ilaç yok eczanede! O var!
Gayede,sebepte ve bahanede; O var!
Sevdiğini ebed boyu tutan dinç; O var!
Yıkılmaz dayanak, kırılmaz destek; O var!
Tekten de tek; bir tek, tek başına tek; O var!

BEKLEYEN BEKLENEN
Sen kaçan bir ürkek ceylânsın dağda,
Ben, peşine düşmüş bir canavarım!
İstersen dünyayı çağır imdada;
Sen varsın dünyada, bir de ben varım!
Ne hasta bekler sabahı
Ne taze ölüyü mezar
Ne de şeytan bir günahı
Seni beklediğim kadar
****
Seni korkutacak geçtiğin yollar,
Arkandan gelecek hep ayak sesim.
Sarıp vücudunu belirsiz kollar,
Enseni yakacak ateş nefesim.
Kimsesiz odanda kış geceleri,
İçin ürperdiği demler beni an!
De ki: Odur sarsan pencereleri,
De ki: Rüzgâr değil, odur haykıran!
Göğsümden havaya kattığım zehir,
Solduracak bir gül gibi ömrünü,
Kaçıp dolaşsan da sen, şehir şehir,
Bana kalacaksın yine son günü.
Ölürsün... Kapanır yollar geriye;
Ben mezarla sırdaş olur, beklerim.
Varılmaz hayale işaret diye,
Toprağında bir taş olur, beklerim...
Ne hasta bekler sabahı
Ne taze ölüyü mezar
Ne de şeytan bir günahı
Seni beklediğim kadar

ŞARKIMIZ
Kırılır da birgün bütün dişliler,
Döner şanlı şanlı çarkımız bizim.
Gökten bir el yaşlı gözleri siler.
Şenlenir evimiz barkımız bizim.
Yokuşlar kaybolur çıkarız düze.
Kavuşuruz sonu gelmez gündüze.
Sapan taşlarının yanında füze,
Başka alemlerle farkımız bizim.
Kurtulur dil,tarih,ahlâk ve iman.
Görürler nasılmış neymiş kahraman.
Yer ve gök su vermem dediği zaman,
Her tarlayı sular arkımız bizim.
Gideriz nur yolu izde gideriz.
Taş bağırda, sular dizde, gideriz.
Birgün akşam olur, biz de gideriz.
Kalır dudaklarda şarkımız bizim.

ANNECİĞİM
Ak saçlı başını alıp eline,
Kara hülyalara dal anneciğim!
O titrek kalbini bahtın yeline,
Bir ince tüy gibi sal anneciğim!
Sanma bir gün geçer bu karanlıklar,
Gecenin ardında yine gece var;
Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar,
Yaşlı gözlerinle kal anneciğim!
Gözlerinde aksi bir derin hiçin,
Kanadın yayılmış, çırpınmak için;
Bu kış yolculuk var, diyorsa için,
Beni de beraber al anneciğim!

ZİNDANDAN MEHMED’E
Zindan iki hece, Mehmed’im lâfta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de, geri adam, boynunda yafta…
Halimi düşünüp yanma Mehmed’im!
Kavuşmak mı?.. Belki… Daha ölmedim!
Avlu… Bir uzun yol… Tuğla döşeli,
Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yol da tutuktur hapse düşeli…
Git ve gel… Yüz adım… Bin yıllık konak.
Ne ayak dayanır buna, ne tırnak!
Bir âlem ki, gökler boru içinde!
Akıl, olmazların zoru içinde.
Üstüste sorular soru içinde:
Düşün mü, konuş mu, sus mu, unut mu?
Buradan insan mı çıkar, tabut mu?
Bir idamlık Ali vardı, asıldı;
Kaydını düştüler, mühür basıldı.
Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı.
Ondan kalan, boynu bükük ve sefil;
Bahçeye diktiği üç beş karanfil…
Müdür bey dert dinler, bugün “maruzât”!
Çatık kaş… Hükûmet dedikleri zat…
Beni Allah tutmuş, kim eder azat?
Anlamaz; yazısız, pulsuz dilekçem…
Anlamaz; ruhuma geçti bilekçem!
Saat beş dedi mi, bir yırtıcı zil;
Sayım var, maltada hizaya dizil!
Tek yekûn içinde yazıl ve çizil!
İnsanlar zindanda birer kemmiyet;
Urbalarla kemik, mintanlarla et.
Somurtuş ki bıçak, nâra ki tokat;
Zift dolu gözlerde karanlık kat kat…
Yalnız seccademin yününde şefkat;
Beni kimsecikler okşamaz mâdem;
Öp beni alnımdan, sen öp seccadem!
Çaycı, getir, ilâç kokulu çaydan!
Dakika düşelim, senelik paydan!
Zindanda dakika farksızdır aydan.
Karıştır çayını zaman erisin;
Köpük köpük, duman duman erisin!
Peykeler, duvara mıhlı peykeler;
Duvarda, başlardan, yağlı lekeler,
Gömülmüş duvara, baş baş gölgeler…
Duvar, katil duvar, yolumu biçtin!
Kanla dolu sünger… Beynimi içtin!
Sükût… Kıvrım kıvrım uzaklık uzar;
Tek nokta seçemez dünyadan nazar.
Yerinde mi acep, ölü ve mezar?
Yeryüzü boşaldı, habersiz miyiz?
Güneşe göç var da, kalan biz miyiz?
Ses demir, su demir ve ekmek demir…
İstersen demirde muhali kemir,
Ne gelir ki elden, kader bu, emir…
Garip pencerecik, küçük, daracık;
Dünyaya kapalı, Allah’a açık.
Dua, dua, eller karıncalanmış;
Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış.
Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış…
Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğu;
İplik ki, incecik, örer boşluğu.
Ana rahmi zâhir, şu bizim koğuş;
Karanlığında nur, yeniden doğuş…
Sesler duymaktayım: Davran ve boğuş!
Sen bir devsin, yükü ağırdır devin!
Kalk ayağa, dimdik doğrul ve sevin!
Mehmed’im, sevinin, başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!

YATTIĞIM KAYA
Bu akşam o kadar durgun ki sular
Gömül benim gibi kedere diyor.
İçimde maziden kalma duygular
Ağla geri gelmez günlere diyor.
Ey gönül, gidenden ümidini kes!
Kaçan bir hayale benziyor herkes,
Sanki kulağıma gaipten bir ses
Buluşmalar kaldı mahşere diyor.
Enginden engine koşarken rüzgar,
Bende bir yolculuk heyecanı var...
Yattığım kayaya çarpan dalgalar
Çıkıver bir sonsuz sefere diyor.

KÖROĞLU
Sırmalı cepkeni attı koluna,
Tek elle dizgini gerdi Köroğlu.
Tozlarla atılıp dağın yoluna,
Yeşil muradına erdi Köroğlu.
Dağlar, omuz omza yaslanan dağlar,
Sular kararınca paslanan dağlar,
Azatlık ufkunda rastlanan dağlar;
Bu dağlara gönül verdi Köroğlu.
Dağların ardında kalınca çile,
Köroğlu yeniden gelmişti dile;
Ak saçlı anadan geçilse bile,
Dağlardan geçilmez derdi Köroğlu...
Linklerin Gorulmesine Izin Verilmiyor. Kayit ol ya da Giris Yap